Bakırcılık

Bakırın bulunarak, çeşitli alet ve silah yapımında kullanılmasının 10 bin yıl önce Anadolu’da Çayönü’nde başladığı ve madeni ısıtarak yumuşatıp, işlenir hale getirme usulünün, yani tavlama işleminin, ilk kez Anadolu’da gerçekleştirildiği bilinmektedir. Büyük Selçuklu devriyle birlikte İslam maden sanatında çok büyük bir gelişme başlamış; Selçuklu sanatının hemen her dalında olduğu gibi çok gelişmiş kap yapım ve işleme teknikleri uygulanmıştır. Osmanlı devletinin kurulmasından hemen sonra ise, gerek Anadolu’da gerekse Balkanlar’da bakır madeni yatakları yoğun olarak işletilir ve bunun sonucunda Osmanlı devri madencilik çalışmaları doruk noktasına erişir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bakır, savaş sanayisi, darphane ve sosyal hayattaki ihtiyaçları karşılamak için yaygın olarak kullanıldığı için maden yatakları 19. yüzyılın ortalarına kadar sürekli olarak işletilir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaygın olarak kullanılan bakır eserler, olağanüstü bir işçiliğin ürünüdür. Maden işçiliğine bağlı olarak yaygın kullanım alanı bulan bakır ve bakır alaşımlarının altın-civa karışımı ile kaplanması ise tombaklama olarak bilinir. Tombak sanatı, Selçuklulardan başlayarak altın yerine kullanılmış ve Osmanlılarda doruk noktasına ulaşmıştır.

Kalay, metal objelerin korozyondan korumak amacıyla kaplanmasında kullanılan bir madendir. Kalaylanmadan kullanılan metal kapların kısa sürede oksitlenmesi ve zehirlenmelere yol açması nedeniyle bakırın mutfak malzemesi olarak kullanıldığı dönemlerde kalaycılık yaygın olarak icra edilmiştir.

Kap türlerinin fazlalığı, zengin biçimleri, özgün bezemeleri, kullanılan malzemenin ve yapım tekniklerinin çeşitliliğiyle karşımıza çıkan Osmanlı devri maden eserlerinin karakteristik özelliği, geniş bir coğrafi bölgedeki farklı kültür etkilerinin biçimlendirdiği çok yönlülük olmuştur.