Katı'

Türk kitap sanatlarımızdan katı’, kâğıt veya deri üzerine çizilmiş yazı veya tezyini motifin özel bir keski yardımıyla oyularak başka bir zemin üzerine, nişasta ve su ile yapılan muhallebi adıyla bilinen özel bir yapıştırıcı ile yapıştırılması işlemidir. Katı' sanatında, kesilip çıkartıldıktan sonra başka bir yere yapıştırılan kısma erkek oyma, içi oyulmuş kısma ise dişi oyma adı verilir. Kâğıt oyma sanatıyla uğraşanlara ise efşanbür ya da katı’an adı verilmektedir. Tezyini motiflerin ve çiçeklerin ağırlık kazandığı katı’ sanatı, cilt kapaklarında, albümlerde, murakkalarda, el yazmalarında ve hat levhalarda sıkça görülür.

Kâğıt ve deri oymacılığının iki bin yıl kadar önce halk sanatı olarak Çin’de doğduğu ve günümüze ulaşan örneklerden yola çıkarak bu sanatın İslam dünyasına Orta Asya kanalından geçerek geldiği ileri sürülmektedir. Osmanlılara gelişi 16. yüzyılın başlarındadır. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman devrinde katı', en parlak dönemini yaşamıştır. 19. yüzyıldan itibaren ise ekonomik, sosyal ve askeri sebepler nedeniyle ciltçilik, hattatlık, ebrû ve katı’ gibi klasikleşmiş Türk sanatları gerilemeye başlamıştır.

1920’li yıllardan itibaren Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver kurucusu olduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı bünyesinde öğrencileriyle birlikte yaptıkları atölye çalışmaları ile tezyinatın diğer dallarıyla birlikte katı’ sanatını da canlandırmayı amaçlamıştır.